7 Şubat 2012 Salı

Nilüfer'li Geceler Haram Bana...


Neden değer verdiğimiz insanlar bir gün gitmek zorunda. Mesela ''O''. Bay Hipermen, o benim hayatımda sahip olduğum (şimdiye kadar) en inanılmaz şeylerden biriydi. Ama her güzel şey gibi bir gün bir rüzgarla birlik olup, rüzgara karışıp uçup gitti.


Küçükken zeka oyunu oynadığımda kendimi çok zeki hissederdim; çocukluk işte. Her level atlayışımda sanki atomu parçalamış gibi kabarırdı göğsüm. BU şey gibi; İki katlı otobüsler vardı, asker yeşili renginde. Üst katta hemen şoförün oturduğu koltuğun üstüne otururdum ve hayali bir direksiyon yaratırdım kendime. O an dünyanın en iyi otobüs şoförü ben olurdum. Bence bunu hepimiz yapmışızdır bir kerede olsa.


İşte böylesine bir bağ kurmuştum Bay Hipermen'le. O benim iki katlı otobüsümdü. Ve ben onunlayken kendimi bulutların üzerinde uçabilen bir varlık gibi hissediyordum. Ama gitti. Ve ben o beyaz pamuğun üzerinden saatte 1500 km hız ile düştüm. Sonrada buradayım işte, müziğim, kahvem ve ben.. Biz üç kişiydik misali oturup konuşuyoruz, daha doğrusu ben konuşuyorum onlar bana eşlik ediyor. Beni bu ara anlayanlar onlar zaten.


Herkesi sıkıyormuş gibi hissetmek dünyadaki en kötü his sanırım... Oysa bunlara gerek kalmasa, gelse yanıma otursa ve kulağıma tek bir cümle fısıldasa ''Şimdi söyle, kalbine taşınabilir miyim? Ama tek bir isteğim var; hiç bir şey sorma olur mu? '' . Sizce sesim çıkar mı? Asla...


Nilüfer dinlemeye devam ediyorum; Yine bana haram geceler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder