Ve her şeye rağmen nefretin sevgi ile uzaktan yakından bir akrabalığı yoktur.
Nefret: içinde kalanların, yaşayamadıklarının; karnında, kalbinde ve bunun gibi her hangi bir organında biriken sancısıdır. ''Ulan daha iyi olabilirdi!'' cümlesiyle başlayan hayaller kurup hayatımızı b*k ettikten sonra bütün suçu karşıdakine atıp ona sayıp sövmek istediğimiz bütün o şeylere nefret adını veriyoruz. Tiksindiğimiz (adam/kadın/ya da çevremizdeki herhangi birisi) o mu, yoksa kendi beynimizde kurduğumuz hayaller mi?
Küçükken (sanki şimdi çok büyüdüm ya!) bir köpeğim olsun diye Tanrı'ya yalvarmadığım kalmıştı! Aldık... Evet artık bir köpeğim vardı... Ama o ''ağızına tükürmek'' istediğim üst komşum (sonradan adam felç geçirdi)... Yöneticiye şikayet etti '' Bu köpek havlıyor!'' diye. Sanki gıdaklayacak! Geri vermek zorunda kaldım O'nu... Kaç gün ağladım bilmiyorum... Peki ben şimdi kimden nefret ettim... Komşumuz olan ''GERİZEKAĞLI'dan'' mı yoksa köpek için kurduğum hayallerden mi? Bence ben, hayallerime ve o çok yalvardığım Tanrı'ya küsmüştüm... Şu kulunu sevindirdin madem, neden geri alıyorsun be mutluluğumu! O yaştaki velete yapılır mı LAN bu!